Damlaya Damlaya Kalkınma: Japon Keikebo Kültürü

Seyithan Ahmet Ateş
3 min readOct 8, 2024

2020 yılında Tayvan’da kaldığım apartmanda tüplü televizyon görmek benim için güzel bir nostalji olmuştu. Ulusal Tayvan Üniversitesi’ne ait misafirhanedeki mutfak aletleri de eski sayılabilecek türdendi, bulaşık makinesi yoktu. Asus ve Acer gibi markalara ev sahipliği yapan, dünyanın çip üretim merkezi olan bu ülkede halen tüplü televizyonun kullanıldığını görmek şaşırtıcıydı.

Kişi başına düşen 32 bin dolar ile Tayvan’ın milli geliri Türkiye’nin iki katından fazlaydı.

Zamanla Asya’da hâkim olan tutumluluk ve kanaatkarlık kültürünü tanıyacaktım. İnsanlar gelirlerinin bir kısmını hem emeklilik yıllarını, hem acil bir durumu ya da çocuklarının ihtiyaçlarını gözeterek tasarruf ediyordu.

Yakın zamanda kalkınma konusunda rastladığım bir yazı bana Tayvan’daki tasarruf kültürünü tekrar hatırlattı.

Yazıdaki şu pasaj dikkat çekiciydi:

Halkın eğilim ve davranışlarının ekonomi bakımından büyük önemi vardır. Örneğin, kapitalizmin meydana gelişinde topluma hâkim olan belirli ahlâk normlarının (protestant ethic) kuvvetle etkili olduğu bilinmektedir. Bunun gibi son yıllarda Japonya’nın hayret uyandırıcı derecede hızlı gelişmesinde halktaki tasarruf eğilimi, disiplin, dayanışma duygusu gibi vasıfların önemli bir rol oynadığı çeşitli yazarlarca belirtilmiştir.

Bu paragrafı okuyunca Japonya’nın tasarruf kültürünü daha yakından öğrenmek istedim.

Rastladığım bilgiler şaşırtıcıydı.

Japonlarda, geçmişi 1800'lü yıllara dayanan önemi bir tasarruf kültürü vardı: Kakeibo.

Kekeibo’ya göre gelirler ve giderler belli kategorilere ayrılarak düzenli olarak yazılır, el yazısı ile bunları not almak önemlidir.

Japonya’nın ekonomik kalkınmasında önemli hususlardan birisi, halkın tasarruf kültürü ile küçük birikimlerini yereldeki posta bankalarına yatırmasıydı.

Öyle ki, karşılıklı anlaşmayla belirlenen bir günde mevduat sahiplerinin evlerini veya ofislerini düzenli olarak ziyaret eden küçük bir posta memuru ordusu tarafından da tasarruflar toplanabiliyordu.

Bu tasarrufları posta bankası (Japan Post Bank) topluyor ve devlete borç olarak veriyordu. Devlet bu sermaye ile altyapı yatırımlarını, raylı sistemleri ve sanayi yatırımlarını finanse etmişti.

1875'te kurulan bu banka bugün 20 bin ofisi ile hem şehirdeki, hem de kırsaldaki japonlar da tasarruflarını bir araya getirmiş ve ülkenin kalkınma hamlesinin yapıtaşlarından birisi olmuştur.

1885'e gelindiğinde bankanın Japonya’da 4500 şubesi ve 1.5 milyona yakın müşterisi vardı (1885'te nüfus 35 milyondu).

1985'e gelindiğinde, yani kuruluşunda yaklaşık 100 yıl sonra, bankanın toplam tasarruf birikimi 650 milyar dolara ulaşmıştı.

1885'ler, Meiji modernleşmesi dönemiydi. Japon hükümeti bir taraftan hızlı ekonomik ve askeri kalkınmayı başarmak, ama bunu yaparken de Batı’nın sömürgeci baskıları altında kalmamak için dış borçlanmadan kaçınmak istiyordu.

Japon yetkililere göre Çin ve Mısır gibi ülkeler o yıllarda borçları nedeniyle nedeniyle alacaklılarına bağımlı hale gelmişlerdi.

Halka tasarruf kültürünü yaymak ve Posta Bankası vasıtasıyla tasarrufa yönlendirmek için yoğun çalışmalar yapıldı.

II. Dünya Savaşı yıllarına gelindiğinde de Japon Posta Bankası önemli bir fonksiyon icra etti. Bu süreçte japonların tasarrufları, savaş zamanı üretim yapan şirketlere ve savaş çabalarını finanse etmek için önemli miktarlarda ihraç edilen devlet tahvillerine yatırıldı. Bu dönemde,1942 ile 1945 arasında, tasarruflar beş katına çıkarak en yüksek oranına ulaştı.

Öyle ki, 1990'ların başında dünyanın en büyük finans kuruluşu Citi-Group, Bank of America, Fransa’nın Credit Agricole veya Societe Generale veya son yıllarda küresel finans sahnesinde çok büyük yer tutan Japon ticari bankalarından biri değildi.

1990'larda sermaye yapılarına göre dünyan en büyük finans kuruluşu 900 milyar dolar sermayesi ile Japon Posta Bankası’ydı.

2024 yılı itibariyle sermayesi 1.4 trilyon dolar olan Japon Posta Bankası’nın Japonya genelindeki yaklaşık 24.000 şubesi ve 120 milyon müşteri hesabı bulunuyor.

--

--

Seyithan Ahmet Ateş
Seyithan Ahmet Ateş

Written by Seyithan Ahmet Ateş

Akademisyen — Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi

No responses yet