Dortmund Sosyal İnovasyon Konferansı (II)

Seyithan Ahmet Ateş
2 min readDec 24, 2019

Dortmund Sosyal İnovasyon konferansı notlarımızı aktarmaya devam ediyoruz.

Konferansın ikinci gününde sosyal inovasyon kavramının teorik arka planına değinen, kavramın nasıl anlaşılması gerektiğini ele alan sunumlar yapıldı.

Bunlardan birisi, sosyal inovasyon kavramını toplumsal davranışların değişimi ekseninde ele alan sunumdu. Eğer sosyal alanda yenilikçi bir uygulama var ise buradaki yeni duruma göre insanların davranışlarının da değişmesi gerektiğini tartışıldı. Değişim sosyal alan ile ilgili ise, direk olarak insan davranışları ile ilgilidir denilerek “pratik olmadan sosyal inovasyon” olmaz mealinde yorumlara yer verildi. Örneğin içerisinde küçük tarım alanlarının, ortak sosyalleşme imkanlarının bulunduğu, binanın bir kısmının yaşlılardan, bir kısmının ise ailelerden oluştuğu yeni nesil karma huzurevleri söz konusu ise, bu duruma ayak uydurabilecek aileler ve yaşlılar olmadan bu inovasyonun gerçekte var olamayaktır. Yeni durum yeni davranışları da beraberinde getirdiği ölçüde “inovasyon” olarak kendine yer bulabilecektir.

Konuşmacının katıldığı programın ismi “Sosyal İnovasyon Konferansı” olmasına rağmen, hanımefendinin konuşmasına “sosyal inovasyon konusunda hiç bir şey bilmiyorum, ama etrafım bu konuda uzman insanlarla dolu” diyerek konuşmasına başlaması ile ilginç bir anektod olarak aklımızda kaldı.

Anlattıkları her ne kadar önemli olsa da , sunumda kullandığı slaytlar çok karmaşıktı.

Zaten sunumunu da, “umarım kafanızı karıştırmışımdır” diyerek bitirdi.

Önemli şeyler anlatıyor ama çok karışık, sunum berbat

Pratik olmadan sosyal davranışlar oluşmaz

Ev sahibi kurumdan Jürgen Howald ise yeni çıkan SI Atlas kitabından bahsetti. Dönüştürücü etkiye sahip bir değişimin; inanışlar, değerler ve içselleştirdiğimiz davranış bütünleri ile işlevsel hale geleceğini vurgulayan aşağıdaki şekli açıklamaya çalıştı.

Tüm bu süreçlerde “talep” tarafının öneminden, farklı sosyolojik yapıya sahip toplumlar ve zamanlar için alternatif bakış açılarına olan ihtiyaçtan dem vurdu.

“Future of innovation is social Innovation” (inovasyonun geleceği sosyal inovasyon)diyerek konuşmasını bitirdi.

Konferansta ilk defa duyduğum bir terim ise “prosumerism” oldu. Bu kavramla kastedilen, hem üreten, hem de bu ürettiğini tüketen (producing and consuming — pro-suming)toplum yapıları. Mesela enerji alanında, kendi enerjisini üreten ve bunu tüketen küçük topluluklar “prosumerism” e güzel bir örnek. Türkçeye belki“ürketici” (üretici ve tüketici) olarak çevrilebilir, ama biraz kulak tırmayalıcı bir terim olduğu aşikar.

Konferans boyunca tartışılan konuların başında, sosyal adaptasyon, değişim yönetimi, davranışlar değişim, dönüşüm, sistematik dönüşüm gibi yeniliklere ayak uydurma kapasitesinin nasıl artırılacağı teması vardı.

Muradiye Ates ile birlikte katıldığımız konferans kısa fakat verimli bir buluşma olarak mazideki yerini aldı.

--

--

Seyithan Ahmet Ateş
Seyithan Ahmet Ateş

Written by Seyithan Ahmet Ateş

Akademisyen — Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi

No responses yet