Güney Kore’nin Kalkınma Sürecinde Amerikan Etkisi (2)

Seyithan Ahmet Ateş
3 min readOct 18, 2023

ABD, Güney Kore’nin toprak reformu yapmasına, ders kitaplarının hazırlanmasına, eğitim kurumlarının ve üniversiteleri kurulmasına destek oldu. Örneğin bugün G.Kore’nin en iyi üniversitesi sayılan ve dünyada saygın bir yeri olan Korea Advanced Institute of Science & Technology (KAIST) bugünkü rakamlarla 38 milyon dolar ABD yardımı sayesinde kuruldu.

Diğer ülkelerin aksine, ABD G.Kore’deki demokrasi dışı politakalara ve uygulamalara da göz yumdu. 1981'e kadar olağanüstü hal ile yönetildi. Ülkede ilk demokratik seçimler ise 1987'de gerçekleşti. Bu yıllara kadar koreliler birçok demokratik haktan mahrum kaldılar. Örneğin sendikalaşma ve gösteri yapma hürriyeti bunlardan birisiydi. Tüm bunlara ve Dünya Ticaret Örgütü’ne göre hukuki olmayan tekelleşme ve korumacılık faaliyetlerine ABD tarafından bir tepki gösterilmedi. Günün sonunda Güney Kore’nin Kuzey’e göre ekonomik olarak güçlenmesi ve mevcut hükümetlerin ABD yanlısı olması yeterliydi.

Bu süreçte ABD şirketleri Güney Kore’ye yatırım yapmaya ve bazı üretim süreçlerini bu bölgeye kaydırmaya başladı. Bu sayede teknoloji transferi de yapılmış oluyordu. Güney Kore 1963–1980 yılları arasında hem Japon hem de Amerikan yatırımları ve kalkınma kredileri ile önemli bir mesafe kat etti.

1983 yılına kadar ülkedeki yabancı yatırımların %50'si Japonya, %30'u ise ABD tarafından yapılmıştı.

Yine aynı yıllarda, 1963–1984 yılları arasında, ABD güdümündeki Dünya Bankası’ndan en çok kredi alan ülkelerin başında Güney Kore geliyordu. Bugünkü değerle 15 milyar doları bulan bu krediler Güney Kore’nin altyapı yatırımlarında, özellikle de ulaşım ve lojistik altyapı projelerinde kullanıldı.

Güney Kore, 1965–1975 yılları arasında devam eden Vietnam savaşından da dolaylı yollardan fayda sağladı. Bahse konu dönemde Vietnam’daki ABD güçlerine sağlanan lojistik destek Güney Kore’nin ihracatının %18'ini oluşturuyordu.

Bu süreçte Güney Kore’ye sunulan desteklerden bir başkası ise Ekonomi Koordinasyon Kurulu ile ekonomi politikalarının geliştirilmesine yardımcı olunmasıydı. Kuruldaki kişilerin ABD’de eğitim görmüş korelilerden oluşmasına özen gösterildi. Güney Kore’nin ihracat ve üretim politikalarının tasarımı sürecine de Dünya Bankası ve ABD destek oldu.

ABD’nin bölgedeki ülkeleri desteklemek için kullandığı en önemli araç ise ABD pazarını ilgili ülkeye açmak, gümrük vergilerini kaldırmak.

Güney Kore bundan en fazla faydalanan 3 ülkeden birisi oldu. Ürettiği birçok ürün gümrüksüz olarak ABD pazarına girdi. 1980'lerde Güney Kore’nin ABD’ye giden mallarının %63'ü gümrüksüz olarak ABD pazarına girebiliyordu. Bu aslında gelişmekte olan bir ülke için olağanüstü bir destek demekti. İhracat odaklı kalkınma yolunu seçmiş olan Güney Kore bu süreçte kendine yetebilen bir ülke haline geldi. Artık 1990'lara varıldığında 150'den fazla ülkeye mal ihraç eden rekabetçi bir endüstri ülkesiydi.

Güney Kore bugün de ABD’nin en önemli ticaret partnerlerinden birisi. Ülkemizin ABD’ye yaptığı ihracat 17 milyar dolar iken Güney Kore’nin ihracatı 116 milyar dolar (2023). ABD’deki lobi çalışmalarına en çok para harcayan ülke Güney Kore oldu. 2022 rakamlarına göre, Kore’nin bir yılda lobi faaliyetleri için ABD’de harcadığı rakam 52 milyon doları buldu. Lobi harcamalarında Kore’yi 40 milyon dolar ile Japonya takip etti. Aynı tarihlerde Türkiye’nin lobi harcamaları sadece 6 milyon dolar idi. (Kaynak 1, Kaynak 2).

Tüm bu süreçte Güney Kore’nin ekonomik kalkınmaya odaklanmasının gerisinde bir husus daha var: ABD tarafından savunma kalkanına alınması. 1953'te iki ülke arasında imzalanan savunma işbirliği anlaşmasına göre ABD herhangi bir saldırı durumunda Güney Kore’yi savunmayı taahhüt etti. Bu sene 70. yılına giren bu anlaşma ile ABD pasifikte en büyük askeri üslerini kurarak Çin’in yayılmasını engelleme ve kendi çıkarlarını korumayı hedefledi. Güney Kore ve Japonya bugün ABD’nin yurtdışındaki en büyük askeri üstlere ev sahipliği yapıyor. Güney Kore 30 bin ABD askerine ev sahipliği yapıyor. Japonya’da ise 10'a yakın askeri üs ve 60 bin ABD askeri bulunmakta.

ABD tarafından korumaya alına Güney Kore bu sayede uzun bir süre savunma harcamalarını belli bir düzeyde tutabildi ve elindeki kaynakları üretime süreçlerine yönlendirdi.

Güney Kore, ihracat ve üretim odaklı sanayi politikalarını otoriter bir lider, adanmış bir halk, uygun konjonktur ve ABD’nin farklı destekleri ile hayata geçirdi. Şu bir gerçek ki, uygun politikalar, kendini bu sürece adamış yönetim kadrosu ve kore halkı olmasaydı, ABD’nin desteği tek başına bu başarı için yeterli değildi. Fakat ABD desteği olmadan da bu hikayenin yazılması oldukça zordu.

--

--

Seyithan Ahmet Ateş
Seyithan Ahmet Ateş

Written by Seyithan Ahmet Ateş

Akademisyen — Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi

No responses yet