Hataliysam ara…

Seyithan Ahmet Ateş
3 min readNov 9, 2020

Yillar once bir Kurban bayrami sabahi…

Adana’dan Osmaniye’ye gitmek icin yola cikmistim. Bayramin ilk gununu dedemlerin sirin evinde gecirmek, onlara yardim etmek, bayrami mahalle ortaminda doya doya yasamakti hayalim.

Minibus motoru calistirmis bekliyordu, belliki hemen kalkacakti. Ama oyle olmadi. Belki yarim saate yakin minibusun icinde bekledikten sonra ‘bu kadar da olmaz’ diyerek yolculari organize etmeye basladim. Eger sofor hemen hareket etmez ise hepimiz inecektik. ‘Hepimizin isi var gucu var yavrum, de bakayim sofore’ gaziyla minibusten inerek sofore tehditlerimi savurdum. Sira en guvendigim koza geldi. Minibusun arkasindaki ‘hataliysam ara’ ibaresini gostererek ‘eger hemen kalkmaz isen seni sikayet edecegiz’ dedim. Soforumuz 11–12 yaslarindaki bu tifil cocugu sakin sakin dinledi. ‘Aramayan …, ara bakalim, sirket bizim, ararsan da babam cikar’ dedi.

Burada da kalmadi. Isin gurur kirici kismi ise daha sonra devreye girecekti.

Yolculara donerek ‘kardesim ne mizmizlandiniz, bir yolcu daha alip yollanacagiz, varsa inecek hic beklemesin’ dedi. Yolcularin o donus ruzgari bir firtina gibi yuzume vurdu. ‘Yaw cocugun lafiyla mi hareket edecegiz, sen isine bak, ne olmus ha 5 dakka once, ha 5 dakka sonra’ diyerek ‘beni kor kuyularda merdivensiz biraktilar’.

Hatali olmasina aldirmayan, hatasiyla barisik bir sofor…

Ama hata yapmak ve piskinlik arasinda onemli bir ayrim yapmak gerek. Girisimcilik, yaraticilik deyince surekli vurgu yapilan hata yapmaktan korkmamak, basarisizligi benimsemek konusunu her ne kadar bu arkadasimiz yanlis anlamis olsa da, ulkemiz acisindan basarisizlik olgusunu daha fazla tartismamiz gerektigi acik.

Girisimcilik, yenilikcilik konusunda en cok dile getirilen konulardan birisi hic suphesiz hata yapmaktan korkmamak, hatalardan ders cikarmak. Ama daha onemlisi ise icinde yasadigimiz kulturun hata yapmayi, basarisiz olmayi kabulleniyor, tolare ediyor olusu. Cunku yeni bir ise girisiyor olmak, basarisiz olabilme ihtimalini de kabullenmeyi gerektiriyor. Beki bu ‘basarisizligi’ kabullenmeye hazir miyiz?

Bu hatirayi aklima getiren ise gecen gun katildigim bir video konferans oldu. Cogunlugu akademisyenlerden olusan dinleyicilere kitlesel fonlama konusunu anlattiktan sonra soru-cevap bolumune gectik.

Babasinin katildigi bu programa kulak misafiri olan bir genc musaade isteyerek bir konuda fikrini belirtmek istedigini soyledi. Kitlesel fonlama konusunda onca kaynagi taramama ragmen gencin soyledikleri benim onemli bir gercegi gozden kacirdigimi gosteriyordu: ‘Basarisizlik korkusu

Gencimiz sunu soyledi: ‘Belki guzel fikirlerimiz var, fakat bunlari gerceklestirmek uzere ciktigimiz yolda basarisiz olmaktan korkuyoruz. Basarisiz olmanin toplum tarafindan tolare edilmedigini gozlemliyoruz. Bunun sonucunda ise bir ise girismeye cekiniyoruz’. Degindigi bir baska husus ise, yeni bir fikrin/urunun Turkiye yerine bir avrupa ulkesinde denenmesinin genclere daha cazip geldigi idi. Bunun sebebini ise iki noktada ozetledi: ulkesinde yeterli destegi gorememe ihtimali ve basarisiz olma durumunda toplumun, cevrenin verecegi olumsuz tepkiden korkma.

Bu serzenisin goz onune serdigi ‘basarisizligi tolare edebilme’ kulturu, toplum olarak tartismamiz ve ustesinden gelmemiz gereken cok onemli bir konu.

Dusunsenize, bir fikriniz var, protipi urettiniz, seri uretim icin kitlesel fonlama kampanyasi baslattiniz, yani halktan destek talep ediyorsunuz. Gunun sonunda maalesef kampanyaniz basarisiz oluyor. Bu ‘basarisizlik’ cevreniz tarafindan nasil karsilaniyor? ‘Ele gune karsi mahcup mu oluyorsunuz?’ Tum bunlari ongoren bir gencin ozguven icerisinde ‘bunlar beni hic ilgilendirmiyor, ben yaptigim isin dogru olup olmadigina bakarim’ diyebilmesi, bu toplum icerisinde yetisen bircok gencimiz icim maalesef pek kolay degil.

Israil’in Ay’a inmek uzere yolladigi mekigi hatirlayalim. Uzay mekigi Ay’a inmeye calisirken az bir mesafe kala dusmustu. Turk basininin basliklarindan birisi suydu ‘Israil rezil oldu’. Bu haberi okuyan genclerin ruh halini dusunup ders cikarmali, bu konuyu daha fazla tartismaliyiz.

Benim kendi cikarimim ise, akademisyenler olarak sahaya daha cok inmemiz, insanimizi daha iyi anlamamiz gerektigi oldu. Kitlesel fonlama ile ilgili onlarca calismaya goz atmis, konuyu genel hatlariyla bildigini zanneden birisi olarak gencin altini cizdigi bu onemli hususu tamamen iskaladigimi farkettim.

Minibus yolculuguna gelince…

Basarisizliklari tolare etme kulturune katki sunmasi amaciyla o minibuse binerek Osmaniye’ye dogru yola ciktim.

(Turkce karakter hatalari bilahare duzeltilecektir)

--

--

Seyithan Ahmet Ateş
Seyithan Ahmet Ateş

Written by Seyithan Ahmet Ateş

Akademisyen — Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi

No responses yet