İneklerin İntikamı

Seyithan Ahmet Ateş
3 min readFeb 29, 2024

Aarhus, eski bir Viking kalesinden İskandinavya’nın en büyük şehirlerinden birisine evrilmiş tarihi bir yer. Aarhus üniversitesinin ev sahipliğinde Danimarka’nın tarımsal üretimini, bu üretimin çevresel etkisini ve gerekli dönüşümleri konuşuyoruz. Danimarka yaklaşık 5.5 milyon nüfusa sahip küçük bir ülke. Yüzölçümü neredeyse Konya kadar.

İlginç bilgiler öğreniyoruz.

Örneğin Avrupa’nın en çok süt veren inekleri Danimarkalı inekler. Günlük süt verimleri bugün 35–40 litreye ulaşıyor. Bunu AB istatistiklerinde de görebiliyoruz.

Yıllık süt veriminde Danimarka inek başına 10.187 kg ile birinci. En düşük olan ülkeler ise Bulgaristan (inek başına 3.621 kg) ve Romanya (inek başına 3.367 kg). Türkiye’deki verimin de Romanya-Bulgaristan ortalamasına yakın, 3200 kg civarında.

Danimarka’daki süt inekleri yılda 5,6 milyar kg süt üretiyor; bu da 5.6 milyonluk ülkede kişi başına neredeyse 1000 kg anlamına geliyor. Danimarka’nın süt ve süt ürünlerinde nasıl öne çıktığına bakarsanız karşınıza verimlilik kavarmı çıkıyor. Danimarka’daki bir süt çiftliğinde ortalama 210 süt ineği bulunuyor. Bu rakamlarla AB ülkeleri arasında en büyük çiftliklere sahip bulunuyorlar. Türkiye’de çiftlik başına inek sayısı 10 civarında.

Peki verimlilik nereden kaynaklanıyor?

Danimarka’daki üretimin neredeyse tamamı büyük kooperatiflerin bir parçası.

Elde edilen sütler katma değerli ürünlere dönüştürülerek ihraç ediliyor. Süt tozu, içme sütü ürünleri, peynir, tereyağı ve harmanlanmış ürünlerin üretimi için Danimarka’da çok sayıda büyük ve son teknolojiye sahip tesisler var. Kooperatifin sahipliğindeki Arla Foods dünyanın 8. büyük süt ürünleri şirketi. Bu büyüklükteki bir yapı bize TORKU’yu hatırlatıyor, zira TORKU’da bir kooperatif.

Buna ek olarak, sektör 20'den fazla küçük ve orta ölçekli süt ürünleri şirketinden (hem kooperatifler hem de özel mülkiyetli şirketler) ve ayrıca çok sayıda küçük çiftlik mandırasından veya diğer niş üretim şirketlerinden oluşuyor. Şirketlerin çoğunluğu Danimarka Süt Ürünleri Kooperatifi çatısı altında örgütleniyor. Dolayısıyla Danimarka’da üretilen sütün yüzde 98'inden fazlasını kooperatifler temsil ediyor.

Ülkenin ihracatından da süt ve süt ürünleri önemli bir paya sahip. Toplam ihracatın %25'ini tarım ve gıda ürünleri oluşturuyor. Peki hayvancılığı bu kadar güçlü kılan bir doğal avantajı var mı Danimarkan’nın?

Evet.

Danimarka topraklarının %63'ü tarımsal üretim için kullanılıyor; Kopenhag Üniversitesi’nin 2017 tarihli bir raporuna göre dünyadaki en yüksek pay.

Tekrar verimli ineklere gelirsek…

Yapılan sunumların ana odağını mandıraların iklim değişikliğine olan etkileri oluşturuyordu.

Aktarılan bilgilere göre Danimarka’da 1960 larda 10 litre süt veren inekler bugün 35–40 litre süt veriyor.

Daha fazla süt üretmeleri için çok farklı çalışmalar yapılmış.

Sunumlarda her ne kadar “Hayvancılığın Yeşil Dönüşümü nasıl gerçekleşebilir” sorusuna cevap arandıysa da çözüm kolay görünmüyor.

Danimarka’da 1,5 milyon büyükbaş hayvan var. Bunların ürettiği yüksek miktarda metan gazı mevcut.

Pek dikkatimizi çekmese de inekler gezegenimizin geleceği için oldukça tehlikeli hayvanlar. Zira çıkardıkları metan gazı iklim değişikliğine neden olan en zararlı gaz. Hem geğirdiklerinde hem de gaz çıkardıklarında karbondioksit molekülünden yaklaşık 25 kat daha zararlı metan moleküllerini atmosfere salıyorlar.

Büyük resime bakıldığında, hayvancılık sektörünün tek başına iklim değişikliğine yol açan gazların yüzde 12'sini oluşturduğu görülüyor.

Ancak metan, atmosferde sadece 12 yıl kaldığı için önlem alındığı takdirde değişimin olumlu etkileri çok hızlı görülebileceği dile getiriliyor. Bu nedenle hayvan sayısının yüksek olduğu ülkeler

Dolayısıyla, metan emisyonlarını büyük ölçüde azaltmak, önümüzdeki on yıllarda küresel ısınmadan beklenen zararı azaltmada büyük bir etkiye sahip olabilir.

Tüm bu sunumları dinlerken aklıma 1960'larda 10 kilo verirken bugün 35–40 kilo süt veren inekler geliyor.

Görünen o ki inekler tüm bu sürecin intikamını alıyor.

--

--

Seyithan Ahmet Ateş
Seyithan Ahmet Ateş

Written by Seyithan Ahmet Ateş

Akademisyen — Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi

No responses yet