Kalkınma Serüveninden Kesitler: Türkiye’nin Askeri Darbelerle İmtihanı

Seyithan Ahmet Ateş
2 min readNov 29, 2024

Türkiye’nin kalkınma tarihini, askeri darbelere değinmeden ele almak önemli bir eksikliktir. Askeri darbelerin ekonomik kalkınmaya olan negatif etkileri birçok bilimsel çalışmanın konusu olmuştur (Bkz. Türkiye’deki darbelerin ekonime olan negatif etkilerini konu alan makale). Kahraman Emmioğlu’nun anılarına göz atmaya devam ediyoruz. Emmioğlu’da anılarında askeri darbelerin ekonomik kalkınmaya olan etkilerine yer veriyor.

Türkiye’nin demokratik bir seçimle iş başına gelen ilk hükümeti 1960 yılında askeri bir darbeyle yıkılacak ve halkın neredeyse yarısının oyunu alan başbakan Adnan Menderes idam edilecekti.

1960 yılından bu yana Türkiye sekiz darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı (1960, 1962, 1963, 1971, 1980, and 1997, 2007 ve 2016). Bunlardan birçoğu başarılı oldu (1960, 1971, 1980, and 1997). Neredeyse her 10 yılda bir girişilen bu darbeler maalesef ülke ekonomisine kısa ve uzun vadede önemli zararlar verdi.

2002 yılında kurulan Ak Parti hükümeti ile göreceli bir istikrar ortamı oluştu. Peki 1960 ile 2002 yılları arasında kurulan hükümetlerin ortalama ömrü ne kadardı?

Maalesef hükümetlerin ortalam ömrü sadece 16 aydı. 42 yılda 33 hükümet kurulmuştu.

Bir taraftan askeri darbeler, diğer taraftan da kısa ömürlü hükümetler ekonomik ve sosyal kalkınmanın önündeki en büyük engellerden ikisiydi.

Emmioğlu, darbelerin olduğu dönemde birçok yatırımın da kesildiğini dile getiriyor.

“Asker, 71 muhtırasını verdi. Yani Ordumuz mevcut iktidarı ikaz etti. Ve bütün işlerin altüst olmasına da bu yetti. 1960'ın tedirginliği sona ermeden Türkiye, ikinci bir şok daha yaşadı ve biz de nasibimizi aldık. İşler, özellikle yatırımlar bıçakla kesilmiş gibi durdu.”

Gerçekten de o dönemdeki darbeler kısa ve orta vadede ekonomik kalkınmayı derinden etkilemiştir. Milli gelire ve ihracata negatif etkisi olmuştur. Örneğin, darbeler kalkınma için gerekli finansmanın Türkiye’ye girişini engellemiştir. Türkiye gibi tasarruf oranı düşük olan ülkeler kalkınma hamleleri için dışarıdan finansman ihtiyacı duyarlar. Bahse konu bu finansman ise askeri darbelerin sıklıkla yaşandığı bir ülkelere gelmeyi tercih etmezler. Bir diğer negatif etki ise darbeler sebebiyle devam eden olağanüstü hal dönemi ve sonrasında asker maharetiyle kurulan hükümetlerin yaptığı tahribatlardır. Bu süreçte demokratik süreçlerin/kurumların yara almasıyla oluşan istikrarsızlıkların yatırımları engellemesi, müteşebbislerin yatırım iştahının kaybolması söz konusudur. Türk Lirasının devaluasyonu ise darbenin bir başka negatif sonucudur.

Kahraman Emmioğlu, bir başka trajikomik hatırasını şöyle aktarmaktadır:

FIAT’ tın kararnamesi çıkar çıkmaz, OYAK (Ordu Yardımlaşma Kurumu) mensupları Resmî General Üniformalarıyla DPT’ye Renault otomobil projesini verdiler. Mesele artık ekonomik olmaktan çıkmıştı. İzin verilmezse, askerler bundan rahatsız olacaklardı. Rahmetli Turgut Özal’ın bizzat ağzından “Ordu ticarete girsin, belki işleri dolayısıyla ihtilal yapmazlar.” demişti. Ama yanıldı, DPT, Renault projesine de izin verdi. Ordunun 1971, 1980, 1997 kapalı ve açık ihtilallerine mâni olunamadı.

--

--

Seyithan Ahmet Ateş
Seyithan Ahmet Ateş

Written by Seyithan Ahmet Ateş

Akademisyen — Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi

No responses yet