Kapital olmadan Kapitalizm olur mu?
Bu dönem verdiğim “Yeni Ekonomi” adındaki yüksek lisans dersinde ekonomideki dönüşümleri ve yenilikleri konuşuyoruz.
Ele aldığımız bazı konular şunlar:
- Paylaşım Ekonomisi
- Platform ekonomileri
- Bilgi ekonomisi/somut olmayan varlıkların ekonomisi
- Yeşil Ekonomi
- Blok Zincirleri ve Kripto paralar
- Kitlesel fonlama
- Halk güdümlü ekonomi — yeni yerel kalkınma modelleri, yerel üretim
- Büyük veri ve yeni ekonomik düzen
- Dayanışma ekonomisi ve yeni kooperatif sistemleri
Bu hafta tartıştığımız konu ise hayli önemli bir dönüşüm ile alakalıydı: ekonomilerin somut olandan soyut olana (intengible) dönüşümü.
Derste tartıştığımız kitabın ismi ise tüm tartışmayı özetler nitelikte: “Capitalism Without Capital” (Kapitalsiz Kapitalizm).
Özet bir bilgi vermek gerekirse, artık ABD borsasındaki şirketlerin yarıdan fazlası bildiğimiz tarzda fiziksel ürünler üretmiyor. En büyük şirketlere baktığımızda, Amazon online bir platform işletiyor ve firma değerinin %93'ünü somut olmayan varlıkları oluşturuyor. Bu oran Microsoft’ta %90, Facebook’ta %79, Alibaba’da %86, Apple’da ise %77 civarında. Amerikan borsasındaki en büyük 500 şirkete bakıldığında ise şirket değerlerinin %80'i somut olmayan varlıklardan oluşuyor.
Sürekli duyageldiğimiz kapital/sermaye birikimi artık fiziksel metalardan, üretim tesislerinden, araçlardan, binalardan, depolardan, teknik ekipmanlardan somut olmayanlara doğru hızlı bir şekilde kayıyor.
Peki somut olmayan sermayeden (intengible capital) kasıt ne?
Somut olmayan sermaye çeşitleri şunlar: sahip olunan veriler, patentler, fikri haklar, markalar, marka değerleri, dijital altyapılar, bilgi ve iletişim teknolojileri, lisanslar, yazılımlar, bilgisayar/cep telefonu oyunları veya uygulamaları, yönetim becerileri, yapay zeka araçları, tasarımlar, modeller ve insan kaynağının soft yetenekleri.
İşte bu sermayeler dünyanın en büyük şirketlerinin değerini oluşturuyor. Büyümek, değer üretmek, rekabet etmek isteyen firmalar da yeni yatırımlarını bu alanda yapıyorlar.
Bir taraftan geleneksel firmalar bu alanlara kayarken diğer taraftan yeni kurulan şirketler de sadece somut olmayan değerler üretmenin peşinde: örneğin oyun şirketleri.
Türkiye’de son yıllarda atakta olan bu sektör milyarlarca dolarlık değerlemelere ulaştı ve ülkemizin ilk unicornu olarak da tarihe geçti.
Sadece geçen yıl 200'e yakın oyun şirketi kurulduğu dile getiriliyor. Somut olmayan varlıkların ekonomisinin güzel bir örneği olan bu yeni sektör ülkemizin bu dönüşümü bir tarafından yakaladığını da gösteriyor.
Tüm bu gelişmeler, önemli bir dönüşümle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Bu sebeple reel ekonomi olarak adlandırdığımız sanayi, üretim ve ihracat gibi temel kalkınma dinamiklerini de tekrar gözden geçirmemiz, bu dönüşüme karşı nasıl hamleler yapılması gerektiğini irdelememiz gerekiyor.
Somut olmayan varlıkların ekonomisinin devasa boyutlara ulaşması ise beraberinde bazı sorunları getiriyor.
Örneğin işsizlik.
Günün sonunda firmalarınızın değeri bu dönüşüm ile birlikte artmış görünse de, yani ekonominiz büyüyor görünse de istihdam edilen insan sayısı azalıyor. Firma değerinin 25 milyar dolar olduğu ifade edilen Whatsapp’ta sadece 55 kişi çalışıyor.
Somut olmayan varlıkların değerinin hızla düşme riski somut olanlara göre oldukça yüksek. Bu yeni ekonominin bir diğer dezavantajı da burada. Bugün yüzlerce milyon dolar değer biçilen bir yazılım ya da uygulama, yarın bir benzeri ortaya çıkınca veya beklentileri karşılamaz ise değeri sıfıra yaklaşabiliyor.
Tüm bunlara rağmen, somut olmayan varlıkların ekonomisi hızla artmaya devam ediyor.
Bu dönüşüm ise bir taraftan firmaların bu alanlara daha fazla yatırım yapmasını, diğer taraftan kamu otoritelerinin ülkelerini veya şehirlerini bu dönüşüme karşı daha iyi konumlandırmalarını gerektiriyor.